7 Aralık 2010 Salı

Cam era/ Çağdaş Kentsel Panaptikon

Hille Koskela1
Department of Geography, 00014 University of Helsinki, Finland,
mailto:hille.koskela@helsinki.fi

Çev: İ.Deniz Şimşek

Özet

Foucault'un çalışmasına dayanarak, mekanın toplumsal güç ilişkilerini açıklamada çok önemli olduğu anlaşılmıştır. Buna rağmen, mekan sadece gücün uygulanması için önemli değildir aynı zamanda güç de mekanın bir çeşidini yaratır. Gözetleme camgözlerinin Panoptik yapıbilgisi gücü elektronik olarak yayılır. Bu makale çağdaş kent ve Panoptikon'un farklarını ve örtüşmelerini, görünürlük, kanıtlanamazlık, denetlemenin içselleştirilmesi ile incelemektedir. Gözetleme sıklıkla değişken ve kararsız duyusal bir olay olarak, ne gücün ne de direncin güvensiz ve güvenli derin etkinliği olmadan tanımlanabilir. Denetlemenin, esnek güç yapıları ile yerleştirilen, katı düzen (disiplin) biçimlerinin ahlakı haline geldiği ve dağınıklaştığı gözüktü. Siperuzay ve kentsel alan elemanları kaynaşırken, gözetleme karmaşık ve yoğun bir hale geldi. Bu, bedensel mekanın incelenmesi üzerinden güncel denetleme biçimlerini anlaşılmasını olanaksız hale getirdi. Daha doğrusu, mekan, esasen toplumsal, dağınık, akışkan ve ışıldayan bir su gibi haritalanamayan olarak algılanır oldu. Belgesel birikimin, toplumsal sınıflama, sayısal dönüşüm ile değişir. Camgözlerin popülerliği, görünüyor olmada bir çekiciliğin olduğunu kanıtlamaktadır. Görsel canlandırmanın miktarı uluslar arası dolaşımda yayılır. Aynı anda, bireyler artan bir şekilde kendi yaşamlarının görselileticileşmesinde/televisualisation gözden yok olurlar. Bireysel kent yaşamı kentin toplumsal bakışını eritir. CCTV'nin bir eğilim olduğu savunulur: gözetleme işleyişleri, kapalı devre olarak sunulur ama uygulamada tam tersidir. "Cam era/ camgöz çağı ile" sonsuz canlandırma çağıyla karşı karşıyayız. Silahlara, bedensel şiddete, malzeme kısıtlamalarına gerek kalmamıştır. Sadece dikizlemek. Denetleyici dikiz, her birey kendi üzerine ve kendine karşı olan gözetlemeyi uygularken her bir bireyin kendi ağırlığı altındaki dikizi, kendi kendisinin gözetmeni olma noktasının içselleştirilmesi ile sonlanacak.

Eksiksiz Kalıp: güç sürekli uygulanır ve en düşük maliyet için hazır bulunur.(Foucault, 1980: 155)

* Bu metnin daha önceki taslaklarına yaptıkları yararlı ve yapıcı yorumlar için üç bilirkişiye teşekkür etmek istiyorum. Bu metin, Academy of Finland tarafından desteklenen ‘Urban security politics, control and space/Kent güvenliği siyasetleri, denetleme ve mekan’ çalışmasının bir parçası olarak yazılmıştır. (çalışma sayısı 176497).


Foucault'un İzinde

Micheal Foucault'un sözcükleriyle, Jeremy Bentham- Panoptikon’un tasarımcısı- gözetleme sorunlarını çözmek için icat ettiği güce dair bir yapıbilgisi tasarladı (1980:148). Gösteri, gözetleme düşüncesi hemen hemen tamamen aynıdır: yapıbilgisi çözümü kentsel mekanda gözetleme sorunlarını çözmek için tasarlanır. Gözetleme altındaki insanlar- Panoptikon'da olduğu gibi- kimin, ne zaman izlediğini bilmeden görünüyor olurlar; bu durum, bedensel müdahale olmaksızın denetim altında olmaktır. Yakın bir süreçte, kent mekanında gözetleyici camgöz sayısı niceliksel olarak artmıştır (farklı şehirlerde ayrıntılı bir şekilde, bkz: Takala,1998; Lyon, 2002; McCahill and Norris, 2002; Töpfer et al.). Gözetleyici camgöz panoptik yapıbilgisi gücü elektronik yapıyla yayıldığı iddia edilmektedir: şehirlerimiz devasal bir Panoptikon haline gelmiştir. (Lyon, 1994; Fyfe and Bannister, 1998; Tabor, 2001).

Foucault'un düşünceleriyle kent gözetlemenin ilginç ve önemli benzerlikler gösterdiği, birçok yazar tarafından işaret edilmiştir (Fyfe and Bannister, 1996; Herbert, 1996; Soja, 1996; Hannah, 1997b; Norris and Armstrong, 1999; Fox, 2001 among others). Panoptikon’a benzeyen şehirler gücün denenme alanı olarak yorumlanabilir (Foucault, 1977: 204). Her iki gözetleme durumu da "bilgiyi, gücü ve mekanı bir birine iliştirmektedir" (Herbert, 1996: 49). Şehirlerde, olağan gözetleme neredeyse içgüdüsel kullanımı yaratır: hiç bir neden olmaksızın insanlar denetlenir, sınıflandırılır, katı düzene sokulur ve olağanlaştırılırlar.

Diğer bir yandan, Panoptikon’un modern gözetlemeyi çözümlemede kullanılmış en iyi benzetme olmadığı birçok kişi tarafından da savunulmaktadır (Poster, 1990; Norris and Armstrong, 1999; Bauman, 2000; Lyon, 2001). Bu düşünce yeni modern gözetlemeyi temsil eder ve katı düzen kültürüne bağlanır. İlerimodern toplumların gücü, denetimi ve düzeni daha dağınıklaşmış ve esnekleşmiş gibi gözükür. Görsel gözetleme, geleneksel katı düzen izlemede aranan derin bireyselliğin aksine (tam olarak) bireyin yüzeysel görüntüsünü ve görünen davranışlarını aktarır(Jones, 2000: 8). Gözetleme kentsel mekanın gerçekten dar kapsamda Panoptikasyonunu temsil ediyormuşçasına meydana gelir (Norris, 2002: 268). Panoptikon’da olduğu gibi, görsel izleme ile merkezileşmiş bir ekrana dayalı gözetlemenin düşünsel alt yapısının, etkisinin ve uygulamasının bir birine benzediğine dair düz bir kabule neden olmamalıdır (Norris and Armstrong, 1999: 91). Dahası, Panoptikon’un, "ileri-Panoptikon/ post-Panopticon" tarafından (Boyne, 2000: 300) ya da "elektronik üstünpanoptikon/ electronic superpanopticon" tarafından (Lyon, 2001: 108) değiştirildiği ve eş zamanlı birleştirilme ve parçalanma ile ayrıştırılmış olduğu savunulmaktadır (Whitaker, 1999: 143). Panaptisism şu anki kusurlu çehremizdir (Hannah, 1997b).

Bu eleştiriye karşın, Bentham'ın asıl düşüncesi olan - ve tabi ki Foucault'un yorumları-“görsel denetlemenin, ileri modern biçimlerin elemanlarını anlamamıza yardım edeceği olasılığına” tamamen karşı çıkmıyorum. Bu tartışmada, kentlerde, gözetleyici kamera ile gerçekleştirilen gözetlemeyi örnekliyorum. Foucault'un güç ve mekan üzerine yaptığı çalışmalardan doğan çağdaş kentsel mekanda gözetlemenin etkilerini anlamamızı geliştirme çabasındayım.

Gözetlemenin artışına dair eleştiri toplumsal ve mekansal deneyime yol açabilen öngörülmüş değişikliklere odaklanmıştır. Gözetlemenin kısır döngüye girmiş bir savunmaya ulaşacağından korkulmaktadır. Bu süreç galiba kent mekanını ayrıştırılmış, kutuplaştırılmış, ulaşılması ve içinde bulunulması daha zor, daha az canlı, daha az kendiliğinden, hatta ölü yapmaktır (Davis, 1990; Flusty, 1994; Mitchell, 1995; Ellin, 1997; Koskela, 2000a). Dahası gözetleme, kent mekanını arılaştırma ve tek türleştirme süreçlerini güçlendirmek için bir araç olarak kullanılabilir. Farklılığın kutlandığı saha olarak, sokakların veya kent merkezlerinin yıkımı daha sonra ortaya çıkmaktadır (Bannister et al., 1998: 26).

Gözetleme camgözleri sayesinde izlenmekte olan kent deneyimi, gözetleme yaklaşımının doğal sonuçlarından biridir. Bilgisayarlaşma ile gözetleme daha güçlenmiş ve karmaşıklaşmıştır. Gözetleme maddi mekandan, siberuzaya doğru yayılır. Word wide web, yani elektronik çevrede gözetleme gerçek üstünpanoptikonu var eder (Lyon, 2001). Sanalgözler uluslar arası toplum ile sanal bağlantının kısıtlı bakışı üzerinde resimleri bozar (Green, 1999). Yerel varlık, yokluk sayesinde değilse de tele-varlık sayesinde değiştirilir (Virilio, 2002: 109). Gözetleme yapısı ile bütünleşen bilgisayar, yapıbilgisi olarak görünür, gözetlemenin denetleme şekilleriyle bağlanır (e.g. Curry, 1997; Graham, 1998; Whitaker, 1999). Gözetleyici camgözler yüz tanıma yapıları gibi ziyaretçi kayıtları, kişi bulma araçları ile birleştiği zaman, denetleme gizlilik ve insan hakları sorunlarına takılır. Daha eski gözetleme yapıları kamuyu ortaklaşa oluşturulmuş bir kalabalık olarak gözetlerken, yeni yapıbilgileri bireylerin tanınabilmesini ortaya çıkarır ve yüzleri suçlu ve eylemci verileriyle karşılaştırır. Bize bizim "veri ikizimiz" (Lyon, 2002) veya "sayısal bireylerimiz" (Curry, 1997) eşlik etmektedir ve bu süreç gözetlemenin panoptik gücünü katlayarak arttırmaktadır (Norris, 2002: 270). "Tele-gözetleme" temsilin ve "temel evrensel göz çağı" olarak adlandırılan denetlemenin ana parçasıdır (Virilio, 2002: 110). Elektroniğin anlamı gittikçe resmi olmayan toplumsal denetlemenin yerini almaktadır (Oc and Tiesdell, 1997; Fyfe and Bannister, 1998). Gözetleme resmi olmayan denetlemenin sürdürülmesini amaçlamış olurken, bir birlerini daha fazla gözetlemeye gerek olmadığını hissediyor olan bireylerin başından sorumluluğu uzaklaştırma eğilimindedir (Taylor, 2002: 81). Gözetleme, özel taşınmazları ve tüketim alanlarını kentsel kamusal alanda olduğu kadar kapsar. Denetlenmiş olan, yasak işaretini (hız sınırlamaları, girilmez alanlar gibi) düzenler (Sibley, 1995: 85).

Yaygın gözetlemenin aslında nasıl olduğunu anlamak için, mekan tipleri yararlı olabilir (Table 1). Mekanlar, yarı kamusalın karşısında kamusal (yani, serbest bir şekilde girilebilir mekanlar, bireysel olarak sahiplenilen kamusal alanın karşısındadır ve günün bazı zamanlarında kapatılabilirler) ve denetlenenin karşısında denetlenmeyen olarak sınıflandırılır (yani gözetleme camgözlerinin yerleştiği yerler). Örneğin, İngiltere, Finlandiya veya Estonya kentleri gibi gözetleme düzenliliği görece daha az olan meakanlar için çizelge kullanımı yararlıdır (see Koskela, 2000b; McCahill and Norris, 2002). Oysa, gözetleme ile çevrelenen mekanlar önemli ölçüde farklılaşır: Berkeley gibi bazı kentlerde, bahçeler gözetleme altındadır (Mitchekk, 1995) ve Berlin ve Kopenhak gibi bazı şehirlerde ise kamuya açık alanlarda gözetleme yasaklanmıştır (CCTV Surveillance, 2000; Töpfer et al., orthcoming). Mekanı anlayışımızı değiştiren bu durum, kent mekanının açık yorumudur ama buna rağmen söz edilmez. Foucault ile sanal yürüyüşümüze büyük kent Koskela çerçevesinde devam ediyoruz: Batı dünyası içinde ve onun düşüncesi içinde belirleyecek: Panoptikon şuan her yerde (cf. Eräsaari, 1995).


Şema 1. ‘Foucault ile yürüyüş': düzen seviyesi düşük olan kentlerde gözetleme altındaki kentsel alanda kaba bir sınıflandırma




Foucault, katı düzenin yapı bilgilerinin gücü ile oluşturulan modern kavram yöntemleri ile ilgilenmişti (Grimshaw, 1993: 53). Açıkçası, gözetleyici camgözlerinin amacı, sapkın davranışların denetlenmesi için; suçun düşürülmesi ve kentleri güvenli tutulması için gücü çalıştırmaktır. Oysa bu duyarlı denetleme gücün beklendik/beklenmedik başka biçimlerini doğurur. Görmenin ve olmanın ihtiyatlılığı karmaşıktır. Değişimin gözetleme ile birlikte gelmesi daha iyi anlaşılabilmektir, mekana daha dikkatli bakmayı gerektirir.

Işıldayan Bir Su Gibi

Foucault'un mekan çalışmasının doğuşuyla (e.g. 1977; 1980; 1986) mekanın, güç çalışmaları için ana temel olduğu anlaşıldı. Mekansallık toplumsal (güç) ilişkileri açıklamalarında çok önemlidir. Soja'nın (1996: 148) güç- bilgi ilişkisine işaret etmesinin, Foucaulcu düşünürler tarafından kabul edilmesi gibi, Foucault'un kendi ilişkisi üçlü bir güç, bilgi ve mekan yapısına gömülmüştür. Daha özel olarak, bu sadece mekanın iskeleti -uzaysal biçimi- değildir ama mekan üretimi toplumsal süreç ile sınırlandırılır. Böylece, Liggett ve Perry'nin (1995: 9-10) ifadesini oluşturduğu gibi:

Micheal Foucault'un uzayı, tarihselliğe göre, mimari yada fiziksel mekanı ve etki veya düşünce alemlerini bir araya getirmek için daha eş zamanlı bir düşünme şeklidir. Onun uzaysal çalışmalarının kavramı fikirbenin (ideoloji) ve elemanlarının karmaşık dizilişidir. [...] Foucault'un uzay sorgulamalarında gereklilik ve fikirben olarak mekan araştırmalarıyla ilgilenmesinin nedenlerinden biri, nasıl bir gücün kurulduğunun ve uygulandığının anlaşılmasının anlamıdır.

Hem Foucault'un kendisi hem de çalışmalarından etkilenen bir çok düşünür- özellikle uzayyapılandırıcıları- gücün mekanın doğasını nasıl etkilediğine odaklanmak yerine gücün mekansallaşması üzerinde durmuşlardır. Uzayyapılandırıcıları, Foucault'un " mekansal olarak hassas çözümlemeler" geliştirdiğini (Herbert, 1996: 48) veya çalışmasının mekan kuramına temel olduğunu açıklamasına (Liggett and Perry, 1995: 6) eleştiri getirdiler. Kimisi, ilerimodern uzayyapılandırma için yeni bir örnek yarattığı zaman, daha toplumsal bir kuram tarihselciliğinden keskin bir kopuş olan mekan temsiline, Foucault’un hassaslığını tartıştırlar (Driver, 1997: 280). Ancak mekanın fikirselleştirilmesi için önemli anlam barındıran Foucault'un çalışmasının bu birkaç coşkulu kavramlarına rağmen, bir çok düşünür hala, onun mekan algılamasını ciddi bir şekilde göz önünde bulundurmaksızın, onun güç kuramına odaklanma eğilimindedir. Foucault'un "mekan" sözcüğünü kullandığı, yaklaşık olarak, her cümle uzayyapılandırıcıları tarafından bir çok defa alıntılanmıştır! Yinede, mekan kavramının kendisi belirsiz kalır.

Tartışmak istediğim tartışmaların asıl kavramsallaştırmayı yenmesidir. Foucault'un işaret ettiği gibi, bir çok çalışmasında mekan kavramı temel olarak fiziksel mekandır, Foucault'u dikkatli okumak toplumsal üretim olan mekana dair kararları ortaya çıkarabilir- örneğin; Soja'nın çalışmaları (1989; 1996),Philo (1992), ve Gregory (1994). Bu durum, güç alıştırmasında temel olan insanları gözetlemeyi, sıralamayı ve bölmeyi mümkün kılan mimari mekanın belirli örgütlenmesidir (Foucault, 1977; Driver, 1985). Katı düzen bireylerin dağılımı üzerinden ilerler (Foucault, 1977: 141, italik eklenmiş.) Bundan dolayı, Foucault'un uzaysal benzetmeleri sıklıkla eleştirisiz kullanılmaktadır.

Böylece Foucault'un, mekanın yöntemli kavramsallaştırılmasına veya bilinçli ayrıntılamaya asla yönelmediği kesin olarak işaret edilmektedir.(Philo, 1992: 140; Soja, 1996: 147). Oysa bilgi ve gücün onun hassas dikkate alışı olduğu kavramlar, "mekan" sıklıkla hafife alınır. Dahası, Foucault'un çözümlemeleri hapishane, hastane ve okul gibi "kesin olarak tanımlanmış, ayrılmış kurumsal alanlar" üzerine olduğundan beri (Fyfe and Bannister, 1996: 39; bkz: Driver, 1997: 281), mekanın doğasındaki değişim ve çeşitlilik, görünüşe göre kurgusu için kesinlikle gerekli değildir. Mekanın doğal toplumsal gözetimi altındaki kentsel mekan ilişkisi kesinlikle önemli olandır. Mekan toplumsal bir ürün olarak kabul edilirse, mekanın doğasının kendisi daha fazla dikkati hak eder. Mekan ve güç değişimi arasındaki ilişki: sadece güç uygulanması için gerekli mekan değildir aynı zamanda, karşılıklı olarak, güç de bir tür mekan yaratır(Koskela, 2000a: 257).

Diğer çalışmalarından tamamen farklı olan Foucault'un çalışması, Heterotopya tanımını sağlayan Başka Mekanlara Dair'dir (çn: Başka Mekanlara Dair/Of Other Spaces, Ayrıntı Yayınları/Özne ve İktidar kitabı içinde yer alır) (derin bir çözümleme için bkz. Soja, 1996) ve orada Foucault oldukça sıra dışı bir yolla mekanı tanımlar. Foucault, orada "hayallerimizin mekanı", iç ve dış mekan ve bir su gibi ışıldayarak akan mekan hakkında yazar. Foucault, uzay çağı hakkında konuşarak (1986: 22), zamana önemli bir görev veren mekanı yüceltir ama aynı zamanda Foucault mimariden çözümlenmiş kavramları yapılandırır ve mekanın toplumsal ürün olması düşüncesine yaklaşır. Siyaset ve ticarete karşın ( mekanın toplumsal ürün olduğu tartışması içim temel olan), Foucault, insan doğası, kültürü ve inanışları tarafından yaratılan mekanı tanımlar. Foucault'un Lefebvre'nin "onun imge, simge ve dolayısıyla kullanıcı ve çevre sakinlerinin mekanı ile birleşmesiyle doğrudan doğruya yaşayan mekan olarak [...] hayalin değiştirmek ve özelleştirmek istediği mekan olarak tanımladığı" "temsili mekanına" (1991: 39) yaklaştığı anlamına gelir. Ne yazık ki, bu eser Foucault'un kendisi tarafından yayınlanmamıştır ve kullanılan kavramlar daha fazla gelişmemiştir.

Panoptikon ve çağdaş kent ile farklılık ve benzerliklerin çözümlenmesinde, bu bakış, Foucaul'un cezaevi yorumundaki mekan kavramından daha da karmaşık olan kentsel mekanı onaylamak için önemlidir. Kentlerde, insanlar bir gönderme olar hapsedilmiş olabilirler ama yinede, bunun tam tersi olarak, soyutlanmış durumda değillerdir: kent sonsuz sayıda rastlantı mekanıdır. Oysa hapishane aşırı şekilde türdeş bir mekandır, şehir çeşitliğin tümüdür. Bu çeşitlilik- her iki boşluk ve sosyal uygulamalar- kentsel mekanı Panoptikon ile doğrudan ve basit bir şekilde karşılaştırmayı imkansız yapar. Soja'nın (1996:235) işaret ettiği gibi "çok sayıdaki olayın gerçekleştiği kent için bunlar doğrudur". Ancak, kent gözetlemede açık bir şekilde ortaya konan, Panoptikon'nun işleyişi için özgün olan bir çok ilke bulunmaktadır. Kimisi neredeyse apaçıkken, kimisi daha umulmadıktır, ama yinede, tümü değerli belirtilerdir.



Saydam Toplum Hedefi

Foucault'un kelimeleriyle (1977: 201) Panoptikon'un ana etkisi " gücün özdevinimli işleyişini sağlayan kalıcı ve sürekli görünürlük durumu, tutukluyu ikna eder" Vurgulanılan görünürlüğün anlamı muhtemelen en açık ve sık karşılaşılan panoptik ilkedir. Katı düzen güç alıştırmalarının temel doğası görünürlük üzerinden düzenlemeleri içerir (Hannah, 1997a: 171). katı düzenci süzüşte "güç gözü" sayesinde güç sağlanır (Ramazanoglu, 1993: 22). Denetim altında olması, bilginin toplanması için gerekli şartlar, görülebilir tutulmasıyla istenmektedir. Kent mekanında " kesin görünürlük, kesin gizliliğin talep edilmesi ve sağlanması ile meşrulaştırılır (Weibel, 2002: 207). Panoptikon ve mekandaki gözetlemeciliğin tümünde, sıklıkla toplumsal temas görsele indirgenmiştir (Koskela, 2002). Ancak, Panoptikon'da "konuşma tünel işleyişi" fikrine göre, kamuya iletide aracılık yapabilen sesyükselticileri içeren gözetleme işleyişlerinin hiç bir değeri yoktur (Ainley, 1998: 88).

Panoptikon görsel gücü somutlaştırır. Görünürlük güç ile çağrışım yaratır. Gözetlemenin içinde, görünürlük önemli bir etkiye sahip değildir ama onun anlamı diğer duyguları yönetir. Bunun tartıştığım gibi önyargının nasıl yapılandırıldığına ilişkin sonuçları vardır. Gözetlemenin artmasıyla, "[a] saydam toplum hedefi" (Foucault, 1980:152), her şeyin görsel denetime boyun eğdirildiği bir toplum çoktan gerçekleştirilmiştir. Onun aşırı biçiminde, ışık ve görünürlüğe temellenen gözetleme, huzursuz olması beklenen varoşların üzerinde "gece ışıkları" olarak adlandırılan, donanımlı helikopter ışıklarının kullanılmasıyla gerçekleştirilir (Davis, 1990). Görünürlüğü böyle önemli yapan, hastalıklı alanlar olan "karanlık alan korkusudur" (Foucault, 1980: 153) ve bu korkulara, bir tehdit oluşturmasından beri göz yumulmamalıdır. Gözetleme arındırılmış bir kentsel alan için, benzetmesel olduğu kadar kesin bir şekilde " Ötekini" dışlamak için kullanılır. Hapçı, ayyaş, sapkın, dilenci, hayat kadını gibi sapkınlar bizim çağımızın kirleridir ve tüketmek isteyenler için daha çekici bir hale getirmek için kent alanından 'temizlenmiş' olması gerekir Davis, 1990; Flusty, 1994; Mithell, 1995; Sibley, 995). Görünürlük, temizliktir: ışık sabunlanmaya denktir (Koskela, 2000a: 260). Görünürlük toplumsal saflığı sağlar ve mekanın temiz kalmasına yol açar.

Dahası denetleme işaretlerinin görünür olan tutukluluğa kadar işlevi iki yönlüdür: izlenildikleri kuleden mahkumları görmek her zaman mümkün olmalıdır (Foucault, 1977). Aynı derecede, kent mekanındaki şehirliler gözetleme kameralarını görünür bir durumda yerleştikleri yerde, kendi görünürlüklerini sürekli hatırlar bir şekilde görebilecekler mi? Var olan kameralar görünemedikleri zaman, 'bu bölge, güvenliğiniz için, camgöz gözetleme işletimleriyle korunmaktadır' gibi uyarıcıların belirttiği gözetlemede bu yüzden görünür olarak sınıflandırılır (Marx, 2002: 14). 'Denetlenme işaretleri' görünmek içindir.

Gözetleme camgözlerinin bakışı dışlamaya yönelmiştir (c.f. Munt, 1995). Geriye bakmayı imkansız hale getiren bakışın mevcut tek yolunu temsil eder. Birisi camgözü görebilir ancak bir göz teması olası değildir. Karşılıklı bir bakış söz konusu değildir. Bir gözetleme camgözüyle bakışmak aptalca hissettirir. Ancak bakışa "karşı çıkmanın" ya da "cevap vermenin" imkansızlığı ile onun nesnesi/amacı sürekli görülür. Her göz önüne alınan güç mitolojik ve dinsel köklere sahiptir: Allah'ın baskın ve her yerde bulunan gözü, bu egemen görmenin ilk örneği olarak düşünülebilir (Schmidt-Burkhardt, 2002: 18). Gizli denetici doğası aynı anda orada olan ve olmayan "ilahi" biridir: aynı zamanda var olmayan bu tavır onun kimsesiz bakışındadır (Whitaker, 1999: 34). Bir kimse sadece gözetlenen olabilir, gözetleyici olamaz.

Tutuklu Asla Bilmemeli

Ancak, tüm camgözler görünmek için yerleştirilmez: görünürlük gücü sağlamak için çok önemli olduğu kadar doğrulanamayandır. Panoptik hapishanede, tutuklu her an bakılıyor olup olmadığını asla bilmemelidir ancak bunun her an mümkün olduğunu bilmelidir (Foucault, 1977: 201. İzlenme 'ara sıra' hatırlanır ama izlenme tehdidi asla sona ermez (Hannah, 1997b: 347). Suçlular, gelişigüzel ama her zaman mümkün bakışın sürekli işkencesiyle yüz yüzedirler (Ainley, 1998: 90). Bu yüzden, belirlenmemiş kentsel mekanda gözetim işlevi tipiktir. Gözetleme artışının sonunda günlük kent yaşantısındaki insanlar, gizli izleyenlerden daha önce hiç olmadığı kadar, çok daha fazla görünür durumdadırlar (Fyfe and Bannister, 1998). Süsüşün kişisel eylemi, bakanların kamusal görüntüleri haline gelir (Hillier, 1996: 97).

Bir kişi gözetleme camgözü görse bile, arkasında birisinin olup olmadığını asla bilemez. Camgözün yerleştiği yerden, camgözün arkasındaki insanların yerini belirlemek imkansızdır. Bir kişi, izleyen biri var mı yok mu, kim izliyor, ne kadar uzaktan izliyor, bilemez. Gözetleme, zamansal ve mekansal engelleri aşmak gibidir. (McCahill, 1998: 41). Denetlenme odasının gizli yeri nerden izlenildiklerini görmeyi kamu için imkansız hale getirir. Başka bir kata, binaya, kente veya ülkeye yapısal olarak bir ekran yerleştirmek mümkün olduğundan beri, konum siyaseti daha önce olduğundan daha karmaşık hale gelmiştir(see Koskela, 2002). Gözetleme altında bulunan insanlar, göremedikleri ama kendilerini görüyor olabilecek birilerine güvenmeye zorlanmaktadırlar.

Mekan ulaşmanın ve bulmanın imkansız olduğu "kaygan ve gizli" bir hale gelir(Flusty, 1994). Kamu, kendi var oluşunun öznesi olamadığı bir özne olarak bırakılacak(Koskela, 2002: 268). Gözetleme camgözlerinin boş süzüşleri, güvenlikten ziyade harfi harfine "bir saldırı olarak" (Hillier, 1996: 96) tanımlanabilir. Süzüşün hedeflediği ve suç işlediği kentsel çevre, bir hapishane olduğundan daha az nettir. Alışveriş yerleri ve dükkanlar tüketicileri olduğu kadar kendi çalışanlarınıda gözetlemek için camgözleri kullanırlar(e.g. Takala, 1998; CCTV Surveillance, 2000). Ek olarak, her zamankinden daha sık olarak ekranlar yerleştirilebilir ki böylece tüketiciler, kendilerini onlardan görebilirler. Gözetleme kameraları gizlenmiş veya küçültülmüş olabilirler, hatta sürünen, uçabilen canlımsıböcek olabilirler(Whitaker, 1999: 88). Bakış ve yönelimleri türetildiğinden beri, Panoptikon'un yerine "polyopticon" (Allen, 1994: 145) ve hatta "omnicon" (Groombridge, 2002: 43) yerleştirilir. Herkes, herkesi, herzaman, heryerde izleyebilir.

Kendine Boyun Eğme İlkesi

Gözetleme alanına maruz kalan ve bunu bilen bir kimse gücün sınırlamalarını sorumluluk olarak ele alır; kendi üzerine kendiliğinden etki ettirir; kendinin tüm bu kişilikleri oynadığı kendi güç ilişkilerine kendisi sızar; kendi boyun eğmesinin kendi ilkesi olur(Foucault, 1977: 202-203).

Gizli gözetçiler tarafından izleniyor olmanın sürekli bilinçliliği, denetlemenin içselleştirilmesine ulaştırır. Panoptikon bedeni görünüşte hapsedilmiş tutarken, aslında Panoptikon ruha yöneliktir: bu işleyişte ' ruh bedenin hapishanesidir' (Foucault, 1977: 30). İnsanlar kuralları özümser, önemli olmasalarda kendi alışkanlıklarını düzenler ve böylece gücü kendi üzerlerine uygularlar. Güç vicdan azabını harekete geçirir (Lash, 1990: 58, quoted in Faith, 1994: 59). Bu yüzden, camgöz gözetlemesinin Panoptik yapısı kişisel tedbirliği dayatır(Koskela, 2000a: 253). Gözetim vicdan üretir(Tabor, 2001: 128). Bu süreç modern ceza söylemi olarak çalışır: bu insan bedenini bireyleştirir, vasatlaştırır ve kullaştırır(Faith, 1994: 59).

Denetlemenin içselleştirilmesi 'gücün kolay ve etkili uygulandığı' anlamına gelir (Foucault, 1980: 148). Bu elektronik gözetlemenin yagınlaştırılmasını savunan kesin bir siyasi görüştür: bu görüş kolay ve etkil uygulamayı öngörür. Yeni gözetleme yapıbilgisi kolluk kuvvetleri tarafından büyük ölçüde takdir toplar çünkü "eski-tür" devriye, sabit görüntü gözetleme ile karşılaştırılarak aynı miktarda çalışan ile daha geniş mekanların gözetlenmesi yapılır(Koskela and Tuominen, 1995).


Gözetleme bedensel ve diğer görünür etkinliklerin düzenlenmesine dairdir(Hannah, 1997a: 171). Gözetleme altında bulunan bedenler, kendilerini düzenledikleri sürece, düzenlenmeye ihtiyaç duymazlar: onlar "docile bodies, uysal bedendirler"(Foucault, 1977). Gözetmenin ışınsal bakışında, gözetleme ekranlarındaki bedenler "çocuksu" gözükür(Koskela, 2000a: 251). Gözetleme altında olmak gerçekten bedensel bir deneyimken, aynı zamanda duyusal bir olaydır. Duyumsal bir deneyim olarak gözetleme duyguların bir çeşidine yol açar: izlenen nesneler sebebsiz bir şekilde suçlu, utanmış ya da huzursuz, rezil, tedirgin, korkunç hissedebilirler; aynı zamanda güvenli ve emniyetli(Koskela, 2002). Katı düzeni kendiliğinden sağlayan güveni tüketir. Suçluluk ve utanmışlık (kişisel) denetlemeyi güvence altına alacaktır. Tabor'un (2001: 135) yazdığı gibi: gözetleme fikri, merak, arzu, saldırganlık, suçluluk ve bunların üzerinde de korku uyandırır; bunlar görmenin ve görülüyor olmanın, kendini ortaya atma ve gizleminin, saldırma ve korumanın, baştan çıkarma ve ikna etmenin hayali çarpıcılığında ilişkiye geçen duyulardır.

Kişisel denetim önemli yada kararlı bir durum değildir. Gözetleme altında olmanın duyusal deneyimi sıklıkla kararsız ve değişkendir. Gözetleme camgözleri, birini güvende hissetmesini sağlayabilir ama o zaman aniden, tehlike işaretlerinden birini değiştirir. Güvenliğin ve güvensizliğin ne canlı bir sesi ne de gücü ve direnci vardır. Bundan dolayı, gözetlemenin yarattığı "duyusal mekan" kararsız, belli belirsiz ve öngörülemezdir. Bu mekan sıvı gibidir(Koskela, 2000a: 259, italics added).

Kentsel mekan, hapishane duyuları kadar, zorlama alanı değildir çünkü onun içerisinde bulunmak - gözetlenme olsa bile- gönüllüdür. Kentte insanlar serbest hareket edebilirler ve hapsedilmiş değildirler ve terk etme hakkına sahiptirler. Sürekli hapsedilmiş olmanın acısını çekmezler(Hannah, 1997b: 344). Yine de, gözetleme altında olmaktan kaçınmak istediklerinde, bu kaçış, çağdaş kent yaşamı için mümkün değildir. Özellikle, kent merkezinde olanlar için gözetlemeden kaçınma yöntemlerini seçmek imkansız hale geldi. Bir şehirde gönüllü olarak bulunulurken, denetlemenin yeni biçimleri artarak istem dışılaşır(see Marx,
2002). Bu anlamda, kentler baskı mekanlarını şekillendirir.



Bir Cezalandırma İşleyişi

Foucault hapsedilmeyi, suçluyu tedavi etmeyi amaçlayan cezalandırma işlemi olarak tanımladı (1977: 245). Bununla ilgili bir şekilde, gözetleme kentsel mekanı olağanlaştırmayı hedefler. Bu, alışkanlıkları denetlemede ve bir düzeni temsil etmede payı olan toplumsal ahlakın etkilerini çoğaltır, kamusal mekanın denetlenmiş görünümü hayaledilen kamu alanının olası yöntemlerini kısıtlar(Mitchell, 1995: 125). Kent mekanının düzenli gözetlenmesi sapkınlığın ve suçun dışlanmasını sağlamayı amaç eder. Bu nüfusun farklı bir şekilde ele alınması korkusunu yansıtır. Hubbard'ın (2000: 248) iddia ettiği gibi;

bu "dışlayıcı dürtü" açıkça kent mekanının artarak düzenlenmiş hale getiren yöntemde gösterilmiştir. Sonuç olarak, hayat seviyeleri olağan alışkanlıklarla bağdaşmayan topluluklar ve bireyler sınırlı kentsel alanı kullanmışlardır.

Panoptikon'un temel bilgisi çoktan olağan alanı olağanlığının sağlanmasını yönetir(Hannah, 1997b: 349). Uzay zaman çevrebilgisinin örneklemelerinin belirli bir kısmı üretildiği zaman, gözetleme, görsel görünümleri sapkın olarak tanımlanan toplulukları gözetlemeye alışır(Graham, 1998: 491). Bu durum dışlamayı yöneten ve uygulayan güçlü bir araçtır(Norris, 2002: 267). Görsel görünüm, önyargının temellerini biçimlendirir. Gözetleme, şüpheli gençleri, evsizleri, eylemcileri, renkli insanları veya bedenselayrilık dışılarını dışlamaya alışıktır(e.g. Crawford, 1992; Lees, 1998; Norris and Armstrong, 1999; Fopp, 2002). Gözetlemeden sorumlu birinin hoşgörüsüz veya ırkçı tutumuna camgözler sayesinde dolaylanır hatta baskılanır. Zenci (siyah) olmak dikkatle incelenmeyi arttırır. Norris and Armstrong (1999: 155) İngiltere'de siyahların, beyazlara göre sebepsiz yere iki kat daha fazla gözetlendiklerini ortaya koydular. Gözetleme uygulamaları tektipliliği arttırma eğilimindedir (Lyon, 2001: 63). Böylece, gözetleme güç ilişkilerine meydan okumak yerine onların güçlenmesine katkıda bulunur. Denetleme ırçılık ve eşey ayrımcılığı (sexism) ile donatılmıştır (Graham, 1998: 491).

Üstelik kabul edilmesi gereken, izlenilen olmanın eşey doğasıdır (Groombridge, 2002: 34). Uygulayıcıların bakış açısından, kadınlar şüpheli olarak ve hatta olası katil olarak görülmez ama eşey ilgisinin hedefi olarak görülmeleri kesindir (Norris and Armstrong, 1999: 127). İnce bir eşey tacizi olarak gözetleme camgözlerinin kullanımı gerçekten de olasıdır (daha fazla ayrıntı için bkz: Koskela, 2002; also Hillier, 1996; Ainley, 1998; Brown, 1998). Aşamalı olarak, eşey taciziyle denetlemenin kötüye kullanımını örnekleyen olaylar dünya etrafında yayınlanmıştır. Özel korumalar olduğu kadar, polis çalışanları, askerler gözetleme camgözlerinin dikizci yanlış kullanımlarından dolayı kınanmıştır. Denetlenen alanlar kadınların "kaçınma haritaları" içine dahil edilebilen tehlikeli alanlardır (Epstein, 1997: 138).

Dahası kültürel kalıt ve siyasi görüş ve görünüyor olma kökensel olarak eşeydir. Bakmada dikizci (voyeuristic) cazibe bulunmaktadır. Kadınların kendi bakışları üzerine bir aracıya sahip oldukları ve hem doğrudan göz temasını hem de yapıbilgili aracılı bakışları, baskıya karşı direnme olarak kullanabildikleri açıktır. Yinede, dişi bedenin, eril bedenden daha farklı bir dikizlenme nesnesi olduğu savunulabilir. Bu, gözetleme camgözleri sayesinde kadının görünürlüğüne de uygulanabilir. Erkekler genel bir halde hedeflenirken, kadınların hedeflenmesi çoğunlukla dikizci nedenlerledir (Norris and Armstrong, 1999: 114). Saldırgan bakışlar erkeklere yöneliktir.

Ancak, günlük hayatta gördüğümüz özel yaşam kadar "sanalcamgözlerin" gösterdiği kamu gibi, karşılıklı olarak görülüyor olmanın içinde de büyüsellik bulunabilir (Burgin, 2002). Gözetleme altında gerçekleşenler çoğunlukla istemsiz meydana gelirken, birçok insan kendi görünürlüğünü artırmanın uğraşındadır (Groombridge, 2002: 43). Direnç oluşturduğu ve taban tabana zıt biçimler olduğu için, denetlemenin yani biçimleri yaygınlaşmıştır. Hatta panoptik gözetleme, camgözün dikizci bakışı altında kendini göstermek olarak tanımlanmak yerine, bir saldırı olarak tanımlanır (Ernst, 2002: 461).



Görsel temsiller sıklıkla eşeylik ile ilişkilendirilir. Sanal ortamda dolaşan resimler, kendi hayatlarını sanal ortamda yayınlama alışkanlıkları ile, gerçek yaşamdan fahişeyazına dönüşen genç kızlardan (kendi sayfalarını kendileri dolduran kullanıcıların olduğu) eşeşey erkek (gay) topluluklarına değin sıralanmaktadır. Big Brother gibi TV -gerçek yaşam gösterileri için aynı nokta geçerlidir (e.g. Weibel, 2002). Gözetlemeci bütünleme dikizci, teşhirci ve kendini beğenmiş düşü yapılandırır (Tabor, 2001:125).

Oysa Panoptikon'da katı düzenci uygulamalar daha da katıdır, kent denetlemede ise her zaman bağlamsaldır. Belirli bir süre içinde kabul edilebilir ve yerine göre değişebilirdirler. Bir kadın için, gündüz gayet kabul edilebilir bir yaklaşım olabilen, geceleri hoş olmadık şekilde anlaşılabilir. Okul bahçesinde gençler için kabul edilebilir olan davranışlar, kent merkezinden dışlanabilir.

Kendilerinin ait oldukları yarı kamusal alanda eşeysel azınlıklar olarak kabul edilen davranışlar, kamusal “karşıeşey alanın/ heterosexual space” toplumsal ahlakıyla düzenlenir (Valentine, 1996). Kurallar bedensel eşeye, isteğe ve yaşa göre çeşitlenir. Diğer bir yandan, bir kent, gözetlemede olduğu gibi, bir olasılık, bir çeşitli etkinlik, eğlence ve arzu alanı, bir seyir alanı olarak görülebilir. İnsanlar kendi özgürlüklerine katılırlar ve sıklıkla böyle olmaktan hoşlanırlar. Gözetleme, planlanmış, denetlenmiş, düzenlenmiş alanlar yaratabilir (Mitchell, 1995: 115) ama kent yaşamının farklı bir çeşidi var olmaya devam edecektir. Şehir bir ceza değildir.

Hapsedilme olarak cezalandırmanın adli bir işleyiş kurmanın bir paçası olduğunu dikkate alarak, kent katı düzenini sağlamak isteyen güçler sadece durumun uzantıları değildir bilakis taban tabana zıttır. Gözetlemenin özgünlüğü, dünyevi hareketleri sayısız kurum ile izlemek ve onun izinden gitmesidir (Lyon, 2002: 13).

Serbest pazar güçlerinin kullandığı camgözler, gözetlemenin nerede ve nasıl kullanıldığı üzerine gerçektende çok az denetime sahip olan siyasi iktidarlar tarafından kullanılanlara göre sayıca çok fazladır. Orwellian anlamda, Big Brother/Büyük Kardeş yoktur. Whitaker'ın belirttiği gibi (1999: 134): "Orwelliancı devlet tarafından aranan tek yönlü şeffaflık, kamuda olduğundan çok etkili bir şekilde özel alanda gerçekleştirilmiştir.". Bu, devletin gücünü sürdürmek ve merkezi yönetimi güçlendirmek (gözetlemenin siyasi yerleşkesi olarak adlandırılan alan) için kullanılan gözetlemenin inkarı değildir (Koskela, 2000a: 245).

Herkesin Yakalandığı bir Alet

Tamamen bir kişinin elinde toplanmış ve diğerleri üzerinde kullanılan güce, burada herhangi biri sahip değildir. Bu, güç uygulanılanlar kadar uygulayanlarında, herkesin yakalandığı alettir (Foucault, 1980: 156). Kentsel alanda, kamuda, Panoptik hapishane tutukluları genellikle gözetleme sorumluluğunun kimde olduğundan habersizdir. Ayrıca denetleme, kimin sorumlu olduğuyla bağlantılı da değildir. Kimin denetlediğinin önemi yoktur: gerçekte sıklıkla olduğu gibi, "bir bilgisayar olabilir" (Cohen, 1985: 221)

Yeni gözetleme biçimlerine özgün olan denetlemenin tamamen-kısmen kendiliğinden olmasıdır (Marx, 2002: 28). Güvensizliğin ortak nedeni, bu kimliksizliğin gizli sonucudur. Gözetlemenin resmi amacı güvenliği artırmak içindir ama etkisi tam tersine olur. Bundan dolayı, iktidarların güvenilirlik sağlamada giderek artan bir şekilde güçlüğe düşmeleri şaşırtıcı değildir (Hannah 1997a: 175;, bkz:Oc and Tiesdell, 1997).

Gözetleme mimarisi kimliksizlik sağlamaktadır. Gözetlemenin biçimleri bir taraftan geçirgenken diğer taraftan perdelenmiştir. Uyanık olan her şey ve (herkes) daha görünür olurken, bunun arkasındaki güçler (ve olası destekçileri) daha görünmezleşir. Dahası gözetlemenin panoptik doğası kimliksiz gücün kendisini içermektedir (Koskela, 2000a: 253). Korumalar, aynı anda gücü uygulayan ve aktaran, gücün saf yayıcılarıdır. Güç ortadadır ama anlamak zordur. Güç sahip olunmamıştır, verilmemiştir, yakalanmamıştır, vazgeçilmemiştir ya da değiştirilmemiştir. Daha doğrusu, o uygulanmaktadır. "Eylemin içerisinde var olur" (Grosz, 1990: 87). "Güç" bir eylemdir (Koskela, 2000b: 173).

Başka bir açıdan bakarsak, kimliksizlik olumlu bir değer olarak, hatta uygarlık fikri için gerekli özellik olarak anlaşılabilir. Bir "yabancı topluluğu" kentsel durumun özgün Simmelian (johan vilhelm snellman) yorumudur. Resmi olmayan toplum denetlemesinin insanları bastırılmış hissettirebildiği küçük toplulukların tersine, kendi kimliklerini açıklama yöntemlerinde, kentsel kimliksizlik özgürlükle eşittir. Kentsel mekanda insanlar kimliksizliği sürdürmeyi umarlar (Taylor, 2002: 74).

Panoptik gözetleme olaya bedenle birlikte katılmanın gereksizliğini sağlamak istemektedir. "Güç yokluğu/ absence of force’ " (Cohen, 1985: 221) kentteki mevcut panoptik ilkelerden biridir. Yinede, "güçün" nasıl yorumlandığı içerikseldir. Gözetleme altında bulunma farklı insanların farklı tepkiler vermesine neden olur. "Denetim dışı" olan ya da denetleme sınırlarında olan birisi denetleme altında olan birisine göre gözetlemeyi farklı algılayacaktır. Kentsel alanın askerileşmesinin arttığı savunulmaktadır(Davis, 1990; Mitchell, 1995; Flusty, 1994). Kentsel mekan ayrıştırılırken, dışlanmanın işaretleri önemli hale gelir.

Gözetleme camgözleri bu işaretlerden birisidir. Bunlar, sözde şiddetin saldırısına karşı yapıyı güçlendiren "kuvvetlendirme/sur mimarisinin" bir parçasıdır (Epstein, 1997: 139). Benzetme olarak, gözetleme camgözleri bir silahtır (Tabor, 2001: 132). Ayrıştırma, saflaştırma ve belirli toplulukları dışlama yolu ile gözetleme çatışmayı cesaretlendirir. Güvenlik arayışı "savunma silahlanması yarışını" üretir (Flusty, 1994: 49). Daha somut anlamda, gözetleme yapıbilgilerindeki çoğu gelişme askeri aletler tarafından teşvik edilmektedir (Whitaker, 1999: 44; bkz: Dandeker, 1990; Levin, 2002). Açık bir askeri bağlantı yoktur. Dahası, görünüşte zararsız olarak görünen gözetleme yapıbilgisi özgür olmayan yönetimlerde geçerli olduğu gibi istenmeyen toplulukları ve hareketleri polis ile denetlemede kullanılır. Tiananmen Meydanı gösterilerinin öğrenci liderlerinin kimliklerinin saptanması için gözetleme resimlerini kullanan Çin, buna bir örnektir (Levin, 2002: 579). "Güç yokluğu" çağımızın gücünü yaratmaktadır.



Belgesel Birikim

Foucault'un savunduğu gibi, belgesel birikimi ve etkileyici kayıt şekilleri, Panoptikon’un bir parçası olduğu cezalandırma yönteminin önemli bir boyutudur. (1977: 189). Panoptikon için bilgiler, güçler, mekanlar ve bedenler arası bağlantılar çok önemlidir (Dreyfus and Rabinow, 1982: 192,). Bilgi toplama bir denetleme kurma biçimidir. Tanım gereği gözetleme bilgi arayışını içerir (Marx, 2002: 17).


Çağdaş gözetleme şekillerinin geniş kapsamlı olmamasına rağmen, kentsel alandan siberuzaya doğru çalışan kayıt etme işleyişleriyle örtüşmektedir: bireylerin günlük hayatları daha önce olduğundan daha fazla kayıt içermektedir (örneğin bkz. Lyon, 1994; Hannah, 1997b; Graham, 1998). Etkinliğin, mekanın ve zamanın denetlenmesi aşırıdır. Kentsel alanda, binlerce camgöz 24 saat boyunca kaydeder. Gün boyu elde edilen maddeyi algılayabilmek çok zordur. Bundan dolayı bir çok kayıt yararsızdır: tamamen dağınık verileri işlemek imkansızdır (Lyon, 2001: 52). Bu maddelerin her zaman kullanılmasına yönelik bir istek olduğu reddedilemez.

Belgelemenin Panoptikon'daki tutuklular arasında düzeni sağlama alışkanlığı olmasına benzer açıdan belgeleme yine kamu kentsel alanı arasında düzeni sağlama alışkanlığıdır. Belgele biriktirmenin gücü, sınıflandırma yapma yeteneğine temelden bağlıdır. Bu günün temel gözetleme eğilimi, çeşitli amaçlar için çalışan bilgilerini yönlendiren araştırılabilir veritabanlarını kullanmaktır (Lyon, 2002: 14). Buna rağmen, bu yönelme, elektronik denetleme şekillerini geleneksel görüntülü gözetleme şekillerinden daha fazla uygular. Görsel ve benzeşimindeki biçimler, niteleme için olası en iyi gereç değildir. Aksine Panoptik hapishanede ve ya kentsel alanda çoğu görülen tanımlanmamış kalır ve sınıflandırma ile şifreleme için kullanılan bilgiler birleştirilemez. Daha fazla görülen, daha az bilinir (Norris, 2002: 256).

Önemli değişim "sayısal açılım" ile meydana geldi. Sayısallaşma, verinin büyük dağınıklığını örgütlemeyi ve kullanmayı olası kılar ve "sosyal sınıflandırmayı" sağlar. Bilgisayarlaşma ile "bilginin toplumsal gücü artırılır" (Lyon, 2002: 22). Bellek gücü, ayıklamak, sınıflandırma ve tüm bu önemli olan eşleştirmeler belge biriktirmeden daha önemlidir (Norris and Armstrong, 1999: 219). Gözetleme bir çözüm zinciridir (algorithmic) (Norris et al., 1998). Sayısal eşya elektronik alanda saklanmış olan düşmüş kimliklere olanak tanır (McCahill, 1998: 44). Yüz tanıma işleyişleri, sokakta yürüyenler ile katılımcılar arasında son bir bağdır. Bu yapıbilgilerinin kamusal mekanda kullanımlarının artmasıyla daha etkin bir güç meydana geldiğinde, denetlemeye (yarı kamusal alandan dışlanan daha uygun biçimler olan denetleme) ulaşmak için kullanılanlar temel olarak bu işleyişlerden daha uzaktır. Buradan, Norris'in (2002: 278) geliştirdiği gibi, bunlar bilgisayar değil, kentsel mekanın panoptikonlaştığının habercileridir. Kimliksiz bedenler sayısal öznelere dönüştürülebilir, elektronik veritabanına yerleşen sayısal insanlara bağlanabilir ve belirlenebilir.

Panoptik düzeni karşılaştıran bir başka önemli değişim, "çoğaltılabilir belgeleme" işlevidir. Gözetleme işleyişlerinden gelen gerçek ve soyutlanmış resimler kolaylıkla ve etkili bir şekilde, yerelde, ulusalda, görsel ileticiler ile internet üzerinden dolaştırılabilir. Görsel yorumlama/canlandırma, kentin tam zamanlı taklidinin üretilmesini genişletir (real-time simulations of the city (Graham, 1999: 143) ve günlük hayat yapmacık görüntü içinde döner (Hiller, 1996: 102). Gözetleme camgözlerinin malzeme dolaşımının yoğunluğu, "eğlence ve eğlence haberleri olarak bohçalanmış bir haber düzlemine" (Whitaker, 1999: 156 bkz. Greinacher, 1997; Pinck, 2000) ulaşır. Bauman'ın (2000: 215) tanımladığı durum ("suçla mücadelede, suçun kendisi gibi, kusursuzluk yaratma, fazlasıyla izlenilir bir gösteriye çıkma") yaratılırken, etki altında bırakılan yorumlama, yardakçı bir şekilde dünyaya yayılmıştır. "Gecegüneşli" helikopterler ile varoşların polis tarafından dikizlemesine, görseliletici (TV) bölümlerinde aktarılan "gerçek yaşam", "gökyüzüçekimleri/ TV skycams" eşlik etmektedir (Pinck, 2000: 60).

"Gerçekliği verme sözü ile" görsel resimler yüklenir (Groombridge, 2002: 38). Gerçek olarak gördüğümüz ve hatta kendi yaşantılarımızdan daha gerçek olan düşünceler tarafından tahrik ediliriz. Virilio'nun savunduğu "Gerçek zaman" (2002: 108), yerel zamanın tarihsel önceliğini yakın zamanda ortadan kaldırdı. Resmin değeri abartılır. Buna rağmen, gözetleyici camgöz kaydın, görsel kaydın "gerçekliği" katıksız tanımlamadan daha toplumsal bir ürün olduğu açıktır. Rodney King (ç.n. polis tarafından dövülen) davasında kurulun tartışması, odağı bozuk görsel parçalarının delil olarak kullanılıp kullanılmamasının tartışılmasıyla sonlandı. Gözetleme bilgiyi bulamaz ama onu yaratır (Allen, 1994: 144). Dahası, gözetleme gittikçe geleceğe odaklanıyor, ne olacağını tahmin etmeye çalışıyor. Bogard'a (1996: 66) göre, toplanan bilgiler gittikçe gerçekliğin taklidiyle bütünleştiği noktada görü ve öngörü, etkin ve sanal birleşmeye başlar. Gözetleme işleyişleri, pazar alanlarında CCTV düzeneklerinin kullanılması ile toplumsal düşüncenin bir parçası olarak kullanılır. Güvenlik büyüyen bir pazar değerine sahip olur. Bu suç rakamları açısından gerçek güvenlik sorununun bir parçasıdır ve güvenlik bekleme olarak algıladığımız alanlarda güvenliği üretirler. Birçok şehir "kentte görüşürüz" ‘See You in the City!’ (Allen, 1994), "şehir izle/Citywatch" (Fyfe and Bannister, 1996) ve Leedswatch (Oc and Tiesdell, 2000) gibi çalışmaları, ticareti çekmek ve sürdürmel için olduğu kadar kamusal görüntülerini geliştirmek için kullanırlar (Williams et al., 2000: 182).

Tartışıldığı gibi, bedensel bireyler "sayısal bedenlerle/digital individual" iç içe geçtiği zaman, denetleme daha şiddetli hala gelir ve bu süreç, kalabalığın içinden bir yüzü tanıyabilen gelişmiş bilgisayar işleyişleriyle daha da birleştirilen gözetleme işleyişleri ile hiç olmadığı kadar açık hale gelmiştir. Aynı zamanlı olarak, artan bir şekilde, bireyler kendi yaşamlarının görselileticilenmesinde görünmezleşir. Bireysel kent deneyimi kentin toplumsal hayal gücünü yumuşatır. Gözetleme maddelerinin sonsuz canlandırması/ yorumu gerçek ve hayal, asıl ve yorum arasındaki çizgiyi muğlaklaştırır. Böylece, gözetleme sadece denetleme çabası olmaktan çıkar aynı zamanda orunsal içeriğin bir parçası olur (Groombridge, 2002: 30). Yeni yapımbilgileri Whitaker'ın (1999: 140) işaret ettiği gibi taranmış bireyler, Bentham'ın anlayamadığı yollarla görünürler ama farlı şeyler arayan farklı bakış açılarından gelen çoklu süzüşler/ bakışlar için görünür. Tartışmalı bir şekilde, CCTV bir önyargıdır: gözetleme işleyişleri "kapalı" olarak yorumlanır ama uygulamada tamamen farklıdır. Toplumsal düşünce çağında, görselileticileşme ve siberuzay bölünmesi, gözetleme işleyişleri "kapalı devre görseliletici yerine açık devre görsel iletici CCTV" varoluşu sonlandırır.


Sonuç

Bu metinde kentsel alan gözetlemesini anlamak için Panoptikon'un gitgelini kullanmaya çabaladım. Bu "özgün hapishane" ve kentsel alan arasındaki benzerliklerin abartılı olmadığı kabul edilmelidir (Fyfe and Bannister, 1996: 39) Dahası, gitgelci katı düzenin kültürel değerlerinin geride kaldığı çağ esnek güç yapıları tarafından yerinden edilmiştir ve böylece özgün hapishane ya da özgün denetleme gitgeli değişmektedir. Tutukluların zamanlarının çoğunu hücrelerinin içinde ve merkez denetleme kulübesinden daha fazla dışarıda geçirdikleri, Hollanda Arnhem'de Koepel hapishanesinin gardiyanlar için bir yemek yeme yeri olması Panoptikon'un biçimlendirmesi için önemli bir örnektir! (bkz. Koolhaas, 2002)

Buna rağmen, eski tür, güç, denetleme ve olağanlaştırma işleyicilerinin çoğu, tartışmalı olmakla birlikte, şaşırtıcı bir şekilde çağdaş kent anlayışı olarak algılanan benzer tutumlarla çalışmaktadır. Bir çok kişi için günlük hayatlarında karşılaştıkları, sokak gereçlerinin bir kenarına eklenmiş gözetlemeyi görmezden gelmeleri olası değildir(Groombridge, 2002: 30). Yinede bu, gözetlemede gömülü güç işleyicilerine zarar vermez.

Mekan kavramı daha doğrusu mekanın toplumsal üretimi olan Panoptikon'u inceleyerek anlaşılması mümkün olmayan nedir? Foucault için, mekan, gücün işlemesi için temel olan bir bedendir. Araştırmada gerekli olan mekan kavramı, farklı-hissi, toplumsal- uygulanmış, yorumlanmış (temsil) ve canlandırılmıştır (taklit). Bir kent gerçektende sonsuz karşılaşmanın mekanıdır. Dahası, kentsel alan, maddi gerçeklik ile kısmen içiçe geçmiş, kısmen kendi yaşamlarını yaşayan, mekanın çoklu yorumlanışı ile giderek birleşmektedir. Başka bir şey olarak, siperuzay ve kentsel alan malzemelerinin birleşmesi, mimari üzerinden araştırılan devingenlerin ve gücünün görevlerini, denetlemenin güncel biçimlerini anlamanın olanaksız olduğu bir noktayı yaratır. Mekan mimari düzen, sıralama ve yayılma ile ilgili değildir, fakat akışkan, değişken, haritalanamayan ve anlaşılması zordur - "köpüklü su gibi".

Kentsel mekan her zaman daha az bilinen olarak kalacaktır, buyüzden panoptik mekanlardan daha az kontrol edilebilirdir. Denetleme hiçbir zaman tamamen öncülük edici değildir. Her zaman bir direncin elemanıdır. Gözetleme, ezilmiş olanlar için bir silaha, "karşıgözetlemeye" açık olabilir. New York'ta gözetleme cam gözlerine gösteri yapan tiyatro topluluğu "Gözetleme Camgöz Oyuncuları/Surveillance Camera Players" karşıt ve eleştirici yorum oluşturmak için gözetleme camgözlerine oynamanın olası olduğunu göstermişlerdir (Surveillance Camera Players, 2000). bakıştan gizlemek yerine görünürlüğün artmasını öngören camgözler bir direniş biçimi olarak yorumlanabilir. Lyon (2001), çoklu gözetleme biçimlerine bireysel olarak direnmenin olamadığını işaret etmiştir. Buna rağmen, direnme, birlikte hazırlanmış gösteri biçimidir (Faith, 1994: 39). Bu türdeş değildir ama çoğulcudur.

Şuan karşı karşıya olduğumuz, "camgöz çağı" sonsuz canlandırma çağıdır. Muhtemelen, şuanda ulaştığımız noktada, görselin etkisini belirtmeyi tercih eden toplumlumda yaşamaktayız. (Weibel, 2002: 219). Bundan kaçmanın yolu yoktur; onu anlamaya çalışmalıyız. Sonuçta, çoklu canlandırma, dikizlemeden kaçınma çabasından daha etkin direnme biçimi olarak çalışır.


http://www.surveillance-and-society.org/articles1(3)/camera.pdf

http://www.dailymotion.com/video/xr26g_surveillance-camera-players-bill-br_sport

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder